kanaat
kanaat
conviction, judg(e)ment (ka'naat)ad kanaati (ka'naati)
1. ancak yetinme kanaat gerektiren zamanlar
yetinmek Birkaç mutfak eşyasıyla kanaat ediyorlar.
yetinmek Birkaç mutfak eşyasıyla kanaat ediyorlar.
2. aldanış Sınıfını geçeceğine kanaatim var.
kabullenmek Haklı olduğunuza kanaat getirdik.
kabullenmek Haklı olduğunuza kanaat getirdik.
3. fikir geleceğe dair kanaatlerimiz
Kernerman English Multilingual Dictionary © 2006-2013 K Dictionaries Ltd.